Ana içeriğe atla

Ahşabı Oyamazsam Yakarım

Bundan 3 ay önce yazmıştım, ahşap işlerine ilgim var. Oymak, kesmek, yeni bir şeyler ortaya çıkarmak... Ama ilgi duymak yetmedi, bir çalışma alanına bir de alet edevata ihtiyacım varmış.
Evde kendime hobim için bir oda ayırmıştım ama apartman katında olmuyor bu işler. Hem fazla gürültülü hem de fazla tozlu talaşlı. Ben de işi basit tutmaya karar verdim. 
İşe sessiz ve nispeten daha az alet gerektiren bir uğraşla başlayayım dedim. Halk eğitimin ahşap yakma kursuna kaydoldum ve 10 gündür kursa devam ediyorum. İnternette birkaç video izledim, kolay gibi görünüyordu ama her iş gibi bu da sabır ve bol pratik istiyormuş .Instagram'da, Pinterest'te gezerken gördüğünüz şahane ahşap yakma işleri öyle kolayca ortaya çıkmıyor. Kursta bir iki deneme yaptıktan sonra asıl yakacağımız resme başladık. Ben kendime ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi resmini seçtim. İşlemler basit gibi duruyor. Resmi istediğin boyutta bastır, karbon kopyalamayla tahtaya geçir ve havyayı ateşleyip çizdiğin yerleri yakmaya başla... İşte son adım zurnanın zırt dediği yer. Resimdeki farklı renkler için ahşabı farklı tonlarda yakmak gerekiyor ki bu biraz sabırla yapılmayacak bir şey değil. Daha zor olanı ise, düzgün şekilde yakmak. İlk denediğinizde ahşabı kızartıyorsunuz. Sonra daha hafif yakarak açıktan koyuya doğru tonlamayı da çözüyorsunuz ama resimde düz görünen bir alan sizin tahtanızda dalgalı dalgalı görünüyor. İşin ustalığı burada sanırım. 
Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin henüz yarısını bile yakabilmiş değilim. Fotoğraflardan şu anki durumu görebilirsiniz. Bir de video var ama ne yazık ki dik çekilmiş :( Fotoğrafçımızla bu konuyu konuşmam lazım :)








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Reebok Easytone vücudunuzu şekillendiriyor

Kadınlara Reebok'tan güzel haber! Reebok , yürüdükçe kalçaları ve bacakları şekillendiren EasyTone spor ayakkabılardan sonra 2011 ilkbahar-yaz koleksiyonunda vücudu şekillendiren EasyTone giysilere yer veriyor.

Özlemenin Bir Çeşidi

Özlemenin binbir çeşidini çeşidini öğrendim, denedim, tattım seninle. Bazen ortada hiç bir şey yokken, durduk yere özlerdim seni. Nasıl da derinimde, bıçak gibi keskin ve bıçak yarası gibi acı bir özlemdi o.