Ana içeriğe atla

Özlemenin Bir Çeşidi

Özlemenin binbir çeşidini çeşidini öğrendim, denedim, tattım seninle.
Bazen ortada hiç bir şey yokken, durduk yere özlerdim seni. Nasıl da derinimde, bıçak gibi keskin ve bıçak yarası gibi acı bir özlemdi o.

Bazen de ağır ağır, göstere göstere gelirdi özlemin. Öyle aşikar olurdu ki, birazdan içimde kopacak olan fırtına. İçimi ağır ağr dolduracak olan hasretin. Sanki lav gibi, yavaş yavaş yükselirdi yukarıya doğru. Kalbimden yukarı, gözlerime doğru. Sonra da volkandan patlayıp taşan lav denizi gibi gözyaşlarım da göz pınarlarımdan, deniz olur akardı.
Her iki durumda da sığmazdın içime. Ruhumun ve aklımın en ücra köşelerine, en dar ve çıkmaz sokaklarına kadar dolardın. En gizli odalarımın kapıları ardına kadar açılır, içine sen dolardın.

Bu Gece Uyunacak Gece Değil
Şimdi seni özlemenin zamanı, saati. Saatsiz özlemlerime inat bu gece çok önceden ayarlanmış bir saat gibi özlemini çalıyor. Her dakikası binlerce yıl öncesinden müjdelenmiş bir hasret gecesi, ve sana adanmış. Kalbim gibi, geçen bir yılda aldığım her nefes gibi... Gözünün yeşilinde yitip giden gözlerim, ellerini bulan ellerim, nefesine karışan nefesim gibi sana adanmış. Bile bile özlüyorum, bekleye bekleye büyümüş hasret, içime sığmıyor. Ne benim yüreğime ne gecenin örtüsüne sığmıyor. Ay ve yıldızlar var oluşlarından bu yana, şimdi tam da oldukları yere geldiler, senin özlem gecene şahit olmak için. Ve onlar hiç şüphe etmeden yemin edecekler ki bu gece, insanlığın var oluşundan bu yana görüp görebilecekleri en büyük özlem bu. Her dakikasını doya doya yaşamalı, dünyanın en güzel kadınıyla randevum varmış gibi hazır olmalıyım bu gecenin özlemine. Hazır olmalıyım ki hiçbir anını kçırmayayım. Zaten var olmam bile bu geceye mahkum ediyor beni. Öylesine büyük ki dünya dan bile, dünya hasretin içinde yanan bir çekirdek ancak. Neresine gitsem dünyanın, hangi denizine dalsam yine de hasretin yakar beni. Hangi dağına çıksam, en yüksek zirvede hasretin dolar ciğerime, nefesimi tutsam, özlem, Azrail'in elinde... Yine de gelirsin bana en güzelinle. Hasretin, sevginin, gülüşünün, varlığının ve yokluğunun en güzel haliyle. Sevgisizliğin bile şairlere en hüzünlü ayrılık şiirini yazdıracak kadar güzeldir. Ve sen sevgilim, özlemini bana armağan ettiğin bu gecede, yine de en derin yerindesin kalbimin. Hasret gecen kutlu olsun.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Reebok Easytone vücudunuzu şekillendiriyor

Kadınlara Reebok'tan güzel haber! Reebok , yürüdükçe kalçaları ve bacakları şekillendiren EasyTone spor ayakkabılardan sonra 2011 ilkbahar-yaz koleksiyonunda vücudu şekillendiren EasyTone giysilere yer veriyor.